Yan Sanayinin Yükselişi Sürüyor
Türkiye ihracatının lokomotif sektörü otomotiv endüstrisinin ihracat artışı sürüyor. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği'nin (OİB) verilerine göre sektör ihracatı nisan ayında geçen yılın aynı döneminekıyaslayüzde 11,5 artışla2 milyar 47 milyon dolar oldu. Mal grupları bazındayüksek oranlı artışların devam ettiğinisanda,Otomotiv yan sanayinin çift haneli büyümeside sürdü.
OİB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu, "AB ülkelerindeki çift haneli büyümeye nisan ayında Afrika ülkeleri de dahil oldu. Pazar çeşitlendirmesi bakımından bu artış önem taşıyor. Özellikle Gana'ya nisandaçok yüksek oranda büyüme gerçekleşirken, Hollanda'ya yüzde 102, İsrail'e yüzde 41, İtalya'ya yüzde 40 oranlarındaki artış yaşandı” diye konuştu.
Ticari araçlarda artış oranı yüzde 43'ü buldu
Nisan ayı verilerine göre ürün grubu bazında otomotiv yan sanayi ihracatı yüzde 41 pay ve yüzde 15 oranında artış gerçekleştirerek 843 milyon dolar oldu. Yüzde 29 paya sahip binek otomobiller yüzde 9 azalışla 600 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Yüzde 21,5 paya sahip eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ihracatı yüzde 43 gibi yüksek bir artışla 438 milyon dolar, yüzde 6,5 paya sahip otobüs-minibüs-midibüs ihracatı da yüzde 36 artarak 131 milyon dolar oldu.
En büyük pazar Almanya'ya ihracat yüzde 5 arttı
Türkiye otomotiv endüstrisinin en büyük pazarı olan Almanya'ya ihracat, nisan ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5 artışla 322 milyon dolar olurken, ikinci sıradaki İtalya'ya yüzde 40 artışla 224 milyon dolar, üçüncü büyük pazar Birleşik Krallık'a yüzde 6 azalışla yine 221 milyon dolar olarak gerçekleşti. Nisan ayında diğer önemli pazarlardan Hollanda'ya yüzde 102 büyümeyle 83 milyon, İspanya'ya yüzde 9 yükselişle 101 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi.
AB ülkelerinde artış çift haneli oldu
Otomotiv endüstrisi ihracatından yüzde 76 pay alan AB pazarına yönelik ihracat nisan ayında yüzde 13 artışla 1 milyar 564 milyon dolar oldu. Sektörün ikinci en büyük pazarı ise ihracatını yüzde 63 artırarak 147 milyon dolara yükselten ve dış satışlarda yüzde 7pay alan Afrika ülkeleri oldu.
Templeton: "Otonom araçlar, otomotivin en büyük tehdidi”
OİB'inyeni ürün ve teknoloji geliştirerek Türkiye otomotivendüstrisinin katma değerliihracatını artırmak amacıyladüzenlediği 5. Ar-Ge Proje Pazarı veKomponent Tasarım Yarışması, bu yıl İTÜ Arı Teknokent Çekirdek işbirliğiyle 5-6 Mayıs'taTÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Türkiye Sanayi Sevk veİdare Enstitüsü'nde (TÜSSİDE) gerçekleştirildi.
Etkinliğe konuk konuşmacı olarak katılan Google'ın otonom (sürücüsüz araçlar) vizyonuna yön verenMucit, Fütürist, Singularity Üniversitesi Bilişim veNetwork Başkanı Brad Templeton, "Sürücüsüz Araçlar” başlıklı bir konuşma yaptı.Templeton, büyük ilgi gören konuşmasında otonom araçların ülkeler için "rasyonel” ve "finansal” bir karar olduğunu belirterekgerekçelerini şöyle sıraladı: "Dünyadaher yıl trafik kazalarında 1,2 milyon kişi, Dünya Sağlık Örgütü'ne göre Türkiye'de deyılda 9 bin 700 kişi ölüyor.Amerikan halkı yılda240 milyar saat çalışıyor,bunun 50 milyar saatiniyollarda harcıyor. Araçlar enerjisarfiyatı ve sera gazı salınımınınbüyük bölümünün de kaynağı.Bu tür nedenlerden dolayı gelecekte asıl inovasyonarabalarda olacak.Google'da üzerinde çalıştığımız otonom araçlarıda bunun bir parçası. Ülkemizdetrafiğe açık alanlarda 2,2 milyon kilometreden fazla test sürüşü yaptığımız araçlara güvenimiz tam.Otonom araçlar, günümüz otomotiv sektörününen büyük tehdidi.”
Araçların değerini bilgisayar yazılımı belirleyecek
Günümüzde satın alma sürecini değiştirecek kilit sorunun "Hangi arabaya ihtiyacım var?” olduğunu belirten Templeton, "Dünyada çoğu insan 4-5 kişilik araç alıyor ancak işe giderken sadece kendisi biniyor. Bu durum küçük araçları daha cazip hale getiriyor. Bu da satın alma sürecini tamamen değiştirecek. Gelecekte arabaların motoru ya da deri koltukları değil, bilgisayarlar yani yazılım önemli olacak. Araçların değerini bilgisayar donanımı belirleyecek.Bilgisayar sektöründe inovasyon anlayışı farklı. Otomotiv sektöründe evrimsel bir yaklaşım var. Daha fazla bilgisayar komponenti oluyor. Ama otomotiv dışı şirketler daha devrimsel çalışıyor. Bilgisayar alıp, üzerine tekerlek takıyor” dedi.
Kendi kendine sürüş yapan kazanacak
Gelecekte kazananların araba satanlar değil sürüş satanlar olacağına dikkat çeken Templeton, şunları söyledi: "Otomotiv sektörü bir yılda ortadan kalkmayacak. Birçok kişi ya da ülke geleneksel araçları almaya devam edecek. Gelecekte ise araba yerine sürüşler satın alınacak. Sürüş pazarı 5 trilyon dolar gibi bir büyüklüğe sahip. Sürüş satın almak araç sahibi olmaktan daha ucuza gelecek. Bu yöntem ile aynı zamanda farklı gelirgrubuna açmış da olacaksınız.Bu alanda çalışan Uber, Apple, Google gibi markalar gelecekte kazanacak. Bu tip yeni araçlara komponent yapanlar da kazananlardan olacak.Araçlar, araç üreticileri, bayiler, sigorta şirketleri ise kaybedenler olacak. Otonom araçlar otomotiv, enerji, gayrimenkul, sigorta, ulaşım, gıda, sağlık, finans, toplu taşıma, hazır giyim ve medya gibi sektörleri de etkileyecek. Peki bu nasıl olacak? Örneğin bankalar araç kredisi veremeyecek. Hastanelere kaza sonucu yaralananlar gelmeyecek. Araba statü simgesi olamayacağından, insanlar refah içinde yaşadığını kıyafetleri ile gösterecek.”
Gelecekte mobilden yapay zekaya geçiş yaşanacak
Etkinlikte "Mobilite ve Taşımacılıkta Gelecek” konulu bir konuşma yapanFütürist, Think-Tank Lider ve Danışmanı Gerd Leonhardisegelecekte mobilden yapay zekaya geçişin yaşanacağına dikkat çekti.Leonhard,şunları söyledi: "Gelecekte ayakta kalmak isteyen şirketlerbugünün gelişmelerini iyi anlamalı.Bir otomotiv şirketi olarak bilinen Tesla, aslında bir yazılım ve mobil şirketi. Tesla'nın başarısı,diğermarkaların bugüne kadar dokunmadığı bilgi alanına dokunması sayesinde oldu. Günümüzde katlanarak artan teknolojideki gelişimi iyi anlamak gerekiyor. Mevcut dünyada bekleyip görelim demek, bekleyip ölelim demek. Artık beklemek yok. Beş-10 yıl bekleme lüksünüz yok. Yenilenebilir enerji, bulut bilişim, yapay zeka gibi alanlarda çok büyük potansiyel var. İnternet bağlantısı su kadar elzem olacak. Bağlantının olmadığı yerde iş de olmayacak. Yeni dünyada teknoloji, insan ve organizasyonlar birleşiyor. Diğer yandan akla şöyle bir soru geliyor; peki bu oluşumun nasıl bir ahlakı olacak? Kurallar ne olacak? Hayatta nesnelerin interneti ile her şey birbirine bağlı olursa, bunu yapanları kim kontrol edecek? Çünkü güvenlik sorunları belki de bin kat artacak. Bildiğimiz şey şu; bugün 25 yaşında olanlar artık daha farklı şeyler bekliyor.”